Hindistan’ın neresi ilginç değil ki? Bu çok renkli ülkede olağanüstü nitelikte ve inanılması güç görüntüler sunan pek çok yer var. Bunlar arasında seçme yapmak çok zor olsa da aklımıza gelen ilk 9 yeri burada sıralıyoruz. Bu yazı dizimizi başka ilginç yerlerle sürdürmek istiyoruz.
Lonar krater gölü, Maharashtra
Günümüzden 35 – 50 bin yıl önce meteor çarpmasıyla oluşan bu göl, Hindistan’ın Maharasthra eyaletinde bulunuyor. Dünyanın en büyük üçüncü krater gölüdür. Gölün çapı 1.2 kilometre, ve derinliği 137 metredir. Meteor çarpmasının 40 derecelik bir açıyla geldiği hesaplanmıştır. Bu nedenle gölün şekli tam daire değildir, bir ovallik vardır. Gölün dibinden ve çevresinden alınan mineral örnekleri aydan getirilen taşlarda rastlanan minerallerle benzeşim gösteriyor. Gölün suyu sodalı ve tuzludur. Muson yağmurları öncesi yaşanan aşırı sıcak dönemlerde göl suyunun buharlaşması sonucunda bölgeden önemli bir miktarda soda ve tuz elde ediliyor.

Loktak Gölü, Manipur
Loktak gölü, Hindistan’daki en büyük tatlı su gölüdür. Yüzeyinde yaşayan bitki örtüsü ve sahip olduğu organik madde kütlesi nedeniyle dünyadaki tek yüzen göldür. Loktak Gölü, ‘Phumdi’ adı verilen benzersiz bir ekosisteme ev sahipliği yapıyor. Phumdi, toprak ve bitki örtüsünün yüzen parçaları anlamına geliyor. Loktak gölündeki en büyük Phumdi, Manipur eyaletindeki Keibul Lamjao Milli Parkı’nda bulunuyor.

Majuli Nehir Adası, Assam
Dünyanın en büyük nehir adasıdır. Büyüklüğü 350 km2dir. Bölgede yaşanan erozyon nedeniyle 20. yüzyılın başında 880 km2 olan arazisini zamanla kaybetmeye başlamıştır. Günümüzde topraklarının yarısından fazlasını kaybetmiş durumdadır. Adanın oluşumunu sağlayan Brahmaputra ve Subansiri nehirleri adanın yakınlarında birleşmiştir. Adanın 1750 yılında yaşanmış olan büyük sel felaketinde nehrin getirdiği alüvyonların yığılmasıyla oluştuğu biliniyor. Adaya ulaşmanın zor olmasının yarattığı izole yaşantı sayesinde Vaishna inancındaki rahipler buraya yerleşmeye başlamış, zamanla buraya Satra isimli manastırlar yapılmaya başlanmıştır. Bu manastırlar günümüze kadar gelmiştir. Adada halen 22 Satra aktif durumda çalışmalarını sürdürmektedir.

Roopkund Gölü, Uttarakhand
Bu göl, kenarında yüzlerce iskelet bulunması nedeniyle ‘Gizemli Göl’ veya ‘İskeletler Gölü’ olarak da bilinir. Gölün bulunduğu yükseklik, 5.000 metre civarında ve gölün çapı 40 metre kadardır. Gölün suları kışın tamamen donuyor ve göl, bölgedeki bir buzulun parçası oluyor. Yazın buzlar eridiğinde ise iskeletler açığa çıkıyor. Bu iskeletlerin 9. yüzyıldan kalma olduğu ve yakınlardaki Nanda Devi tapınağına gitmekte olan ve bölgede mahsur kalarak ölen hacılara ait olduğu düşünülüyor.

Rann of Kutch (Kutch Tuz Bataklığı), Gujarat
Büyük bölümü Hindistan’da, bir kısmı da Pakistan’da bulunan çok ilginç bir coğrafi yapıdır. Uzun aylar boyunca kurak bir step hatta bir çöldür. Muson yağmurları döneminde ise bütün bölge yarım metre yüksekliğindeki sular altında kalır. Bölgenin büyüleyici yanı, bir tarafı çöl iken diğer yanının deniz olmasıdır. Bölgede yerleşim yeri yoktur, zaten tarım yapmak da mümkün değildir. Ancak çevredeki köylerden gelen kişiler çok yetersiz olan bitkisel kaynaklardan faydalanıyor ve yerel tuz çiftliklerinden tuz çıkarabiliyor. Kutch bölgesinin Hindistan’ın en yoksul yerlerinden birisi olduğu kabul ediliyor.

Bhangarh Kalesi, Rajasthan
Batıda pek çok yer için anlatılan Perili Köşk ve Lanetlenmiş Kale efsanelerenin bir benzeri de burada anlatılıyor. Baba Balak Nath isimli bir Sadhu, burada yaşıyordu. Çevresinde yapılacak hiçbir yapının gölgesinin meditasyon yaptığı yere düşmemesini aksi halde orayı lanetleyeceğini duyurmuştu. Daha sonra buraya Bhangarh Kalesi yapıldı. Böylece burası halk arasında lanetli kale olarak bilindi. Kalenin ziyaret saatleri akşamları erken bitiriliyor. Çevrede yaşayan halk içeriden kadın çığlıkları, hareket eden gölgeler, garip ışıklar ve değişik müzikler duyulduğunu söylüyor. Söylentilerin ötesinde kale, Rajasthan eyaletinin Alwar kentine yakın bir yerde bulunuyor. Yerel Maharaja Bhagwant Das tarafından 16. yüzyılda yaptırılmış.

Karni Mata Tapınağı (Fare Tapınağı), Rajasthan
Bu tapınak, tanrıça Durga’nın bir enkarnasyonu olan Karni Mata’ya adanmıştır. Mitolojiye göre Karni Mata’nın oğlu olan Laxman, yakındaki göle düşerek boğuluyor. Annesi, ölüm tanrısı Yama’ya yalvararak oğlunu geri getirmesini istiyor. Yama ise çocuğu ancak bir fare olarak dünyaya getirebileceğini söylüyor. Bu tarihten sonra bu tapınaktaki fareler kutsal olarak kabul ediliyor. Günümüzde burada 25 bin adet farenin yaşadığı söyleniyor. Tapınakta bulunan az sayıdaki beyaz fareyi görmenin uğur getirdiğine inanılıyor. Çünkü beyaz fare Karni Mata’nın kendisidir.

Khardung La Geçidi, Ladakh Otonom bölgesi
Ladakh’daki Khardung La geçidi, 5359 metre yüksekliği ile dünyanın araç ile geçilen en yüksek geçitlerinden birisidir. Himalayaların önemli buzullarından birisi olan Siachen Buzuluna giden yere ulaşımı sağlaması bakımından çok önemlidir. Burası tarih boyunca kervan yolu olarak kullanılmaktaydı. Leh şehrini Orta Asya’daki Kaşgar’a bağlayan bu kervan yolundan her yıl 10 bin deve ve at yüküyle ticari mallar geçmekteydi. 1976 yılında araç geçişi için yolun yapımına başlanmış ve 1998 yılında geçit hizmete girmiştir.

Sunderbans, Batı Bengal
Batı Bengal Eyaletinde bulunan nehir deltasında oluşmuş çok büyük bir mangrov ormanı bölgesidir. Burada Ganj, Brahmaputra ve Meghna nehirleri bir araya gelip Hoogly nehrini oluşturur ve bu dev su kütlesi Kolkata şehrinde denize ulaşır. Bu nehrin deltası çok büyüktür. Bu deltanın üzerinde bulunan mangrove ormanının büyüklüğü 10 bin km2dir. Bu ormanın 6 bin km2lik kısmı Bengaldeş tarafındadır.

Ormanda özellikle 180 civarında Bengal Kaplanı olmak üzere orman kedisi, balıkçıl kedi, leopar kedisi, ceylan, vahşi domuz ve çeşitli türden maymunlar yaşamaktadır. Bölgede kuş yaşamı da çok zengindir. 286 tür kuşun bu Mangrov ormanlarında yaşadığı saptanmıştır. Bunların bir kısmı endemik türlerdir. Suda yaşayan canlılardan birkaç tür kaplumbağa, su yılanı, timsah, kobra yılanı, Monitor kertenkelesi, piton yılanı gibi türler de burada yaşar. Çeşitli tatlısu balıkları ile Hint yunusu denilen büyük balıklar da burada bulunur.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde bulunan Sunderbans bölgesinde bir Milli Park bölgesi ile 3 adet Vahşi Yaşam alanı bulunmaktadır. Bölgenin tamamı koruma altındadır. Turistik gezilere kontrollü bir şekilde izin verilmektedir.