Bu tapınak, Güney Hindistan’da Tamil Nadu eyaletinde bulunur. Hindu inancının Saivism kolunun önemli sembol yapılarından birisidir. 93 bin metre karelik alanı kaplaması ile Hindistan’ın en büyük tapınağıdır. Gopuram adı verilen 4 büyük anıtsal giriş kapısı ile de çok önemlidir. Bunlardan güney kapısı 59 metrelik yüksekliği ile Hindistan’ın en büyüğüdür.

Bu tapınakta Shiva’nın bir ifadesi olan Tanrı Ekambaranathar’a ve tüm evrenin anası olarak kabul edilen Tanrıça Kamakshi Amman’a ibadet edilir. Ekambareswarar tapınağı, Tamil Nadu’daki en büyük Shiva tapınaklarından biridir. Tapınakta devasa Gopuram’lar ve 1.000 sütunlu bir salon bulunur.

Tapınağa ilk ziyaretim sabah saatlerindeydi. Rikşacı beni kapısı henüz açılmamış olan sütunlu salonun yanında bıraktı. Bu kapı, öğlenleri açılıyor. Beklerken Hanuman sütununa ibadet edildiğini gördüm. Atalarımızın tapınakların sütunlarına veya duvarlarına kazınmış görüntülere bu şekilde tapınıp tapınmadıklarını merak ettim.

Gezime devam ederken, dört sütunlu bir bölümün önünden geçtim, burası gazoz ve çay satan bir dükkan olmuştu. Buradan soluk sarı renkle boyalı Gopuram’a hayran hayran baktım.

11 katlı Gopuram’ın ilk iki katı gri renkte boyalıdır. Gopuram’ın tepesinde 11 tane metal kap (Kalash), refah ve hayrın sembolü olarak yerleştirilmiş durumdadır. 59 metre uzunluğundaki Gopuram’ın ortasında, Parvati’nin Shiva Lingam’ı kucaklayan bir görüntüsü bulunur. Bu imajın bir benzeri, tapınağa girerken sol tarafta da vardır.

Ekambareswarar Tapınağı
Tapınak alanına girdikten sonra, yapı, kendi düzenini ortaya çıkarıyor. Tapınağın en güzel bölümleri hala güçlü taş duvarların arkasında gizliydi. Koyu gri tonlarda güzel oyulmuş taşlarla desteklenen uzun bir koridordan geçtim. Bu koridor, çift sütunlarla, kralın emrini bekleyen bir ordu gibi yerleştirilmiş ve hareket halinde gibi görünen atlar ve başka hayvan figürleri ile doluydu. Yerde çiçekler varmış gibi görünen desenler de ilginçti.
Tapınağın içine baktım ve görebildiğim tek şey, ana ibadet yerine giden daha uzun bir koridordu. Aradaki mesafe bana tapınağın ne kadar büyük olduğunu gösterdi.

Dhwajastambha
Ortada, ince işlerle oyulmuş taş bir kaide üzerinde uzun bir Dhwajastambha (bayrak direği) duruyordu. Yanında bir Prasad (kutsal tatlı) dükkanı ve duvarda Shiva’nın dekore edilmiş ve tapınılan güzel bir görüntüsü vardı. Koridorun karşısında, Hindistan’daki eski tapınaklarda çok rastlanan büyük bir su tankı vardı.

Koridorun en ucunda, kutsal alanın hizasında küçük bir Nandi (boğa) Tapınağı var, içinde beyaz bir Nandi, Shiva’ya bakıyor. Tapınak sembolü, temsil ettiği Kailash Dağı gibi en tepede duruyordu.

Tapınağa ana kapısından girdim ve içeri girer girmez, kendimi her iki yanda yüksek sütunlarla çevrili koridorda buldum. Güçlü oymalı sütunlar burayı gölgeliyor ve hatta baya loşlaştırıyordu. Çevremdeki devasa ortam beni küçülttü. Tanrılar için büyük yapılar inşa etmenin amacı belki de buydu. Evrende bir benek kadar küçük olduğunuzu hissetmeniz isteniyordu.

Yandaki kapının köşesinde gerçek boyutlu başka bir tasvir daha vardı, Parvati’nin Shiva Lingam’ı kucaklayan resmi. Burada Parvati, insan formunda gösterilmişti. Buradaki bir ağaç gövdesine işlemeli gümüş bir örtü sarılmıştı ve örtüde yine aynı sahne işlenmişti.

Ekambareswarar Tapınağı Lingamı
Kutsal alana açılan ana kapıyı, metal lambalar ve yağ kandilleri ile süslemişlerdi. Bu kandillerin içlerine yağ koyup yakılabiliyor. Akşam karanlığında hepsi yakıldığında, tapınak sizi eski zamanlara, sadece kandil ile aydınlatılan dönemlere götürüyor.

Birkaç kapıyı geçtikten sonra ana ibadet yerinin yakınına ulaştım.
Burada bulunan konik şekilli tapınak Lingamı çok büyüktü ve arkasında Shiva’nın Parvati ile Karthik dönemde yaptığı kutsal dans görüntüsü vardı. Hemen mantralarımı söyledim ve tapınağı olabildiğince detaylı görmek için dışarı çıktım. Akşam ikinci kez ziyaret ettiğimde, Aarti törenine katıldım. Bu, Kanchipuram’da geçirdiğim en güzel anlardan biriydi.

Çevresinden dolaşmak için tapınaktan çıktım ve devasa koridorlardan geçtim. Her iki yandaki yüksek platformlarda bulunan sütunlar, beni ve diğer adanmışları çevrelemiş olan köşeli parantezlere benziyordu.

Festivallerde tanrı sembolleri tahtırevan ile tapınak binasının çevresinde dolaştırılır. Bu ibadete Parikrama denir.

Bu koridorların sol tarafında 1008 tane Shiva Linga heykeli vardır. Ayrıca 63 Tamil kökenli Shaivite şairinin beyaz giysiler giydirilmiş heykelleri de buradadır. Sütunların etrafındaki oymalar arasında dolaşırken, kaybolmak işten bile değildi. Bir yerde iki sütun arasında asılı bambu çubuklar gördüm. Görünüşe göre tapınak, gerektiğinde basitçe çubuklar ve perdelerle küçük odalara bölünebiliyor. Büyük sütunlu salonlar yapmanın amaçlarından biri bu muydu acaba?

Ekambareswarar Tapınak Kompleksi’nde bulunan öteki tapınaklar
Kali Amman Tapınağı
Bu tapınak, Parikrama uygulamasına başlanan yerin sağ tarafında küçük bir tapınaktır. Buradaki 8 kollu Kali Amman imajının her tarafı altın duvarlarla çevrilidir. Bu imajın özelliği, Devi görüntüsünün kafasında Ganga’nın bulunmasıdır.

Bir köşede, kocaman bir hale ile çevrili, çok güzel süslenmiş Uma Mahesh imajlarının bulunduğu küçük bir tapınak daha buldum. Rahip, Shringar ibadetini samimi bir şekilde yapıyor ve ortamı süslüyordu. Bana bunların Utsav Murti olduğunu ve bayram günlerinde tahtırevanlarda dolaştırıldıklarını söyledi.

Mango Ağacı
Koridorlarda dolaşırken bir avluya ulaştım. Burada en az 3.500 yaşında olduğu söylenen antik bir Mango ağacı vardı. Ağacın dört dalı 4 farklı çeşit Mango veriyormuş. Bunu 4 Vedanın ifadesi olarak yorumluyorlar. Ağaç, Sthala Vriksha olarak isimlendirilmiş.
Avlunun ortasındaki bir platform üzerinde ağacın yanında bir de Shiva tapınağı var. Bir süre burada oturdum ve burasının Parvati’nin Shiva’ya taptığı orijinal yer olup olmadığını düşündüm.

Sahastralinga Tapınağı
Bu, daha büyük bir Lingam üzerinde 1008 Lingam işlenmiş küçük bir tapınaktı. Bu eşsiz Lingamın resmini çekmek istedim ama rahip bana izin vermedi.
Nataraja Tapınağı
Tapınağın girişine doğru geri dönerken solda görülür. Burası en güzel Nataraja’lardan (Dans eden Shiva) birine ev sahipliği yapıyor.
Nataraja tapınağının yanında, sevimli Utsav Murti ile başka bir küçük tapınak daha vardı.

Mahavishnu Tapınağı
Parikrama yürüyüşünün sonuna doğru mabedin çok yakınında bulunan Mahavishnu’ya adanmış başka bir küçük tapınağa geldik. Puja’dan sonra Rahip, gümüş çan şeklindeki chhatri’yi başıma koydu, böylece kutsandım.
Tapınaktan çıktım, Ekambareswarar tapınağını keşfetmeye başladığım koridora geri döndüm. Birden tapınağın içinin ne kadar soğuk ve karanlık olduğunu farkettim. Gözlerim ışığa alıştıktan sonra etrafta dolaştım, tapınaktaki su tankına baktım. İlk gördüğüm kadar yüksek olmayan ama güzelliği aynı olan diğer Gopuramları görmeye gittim.
Buradaki boyalı sütunları incelemek bana heykel sanatıyla ve resim sanatının antik tapınaklarda nasıl bir araya geldiğine dair bir fikir verdi.
Mango ağacı tapınağının yakınında, büyük bir kayanın üzerine oyulmuş bir Sri Yantra vardı. Üzerindeki kumkumlara ve çiçeklere bakılırsa buraya düzenli olarak tapılıyor olmalıydı.

Ekambareswarar Tapınağı Efsaneleri
Burası esasen bir Shiva tapınağıdır, tapınakla ilişkili birçok Shiva ve Parvati hikayesi anlatılır. Bu efsanelerden ikisi, Parvati’nin Shiva’yı elde etmek için Meditasyon yapması hakkındadır.
İlk efsane
Bu efsane, Shiva ve Parvati arasındaki bir şakalaşma sırasında Shiva’nın Parvati’yi hiç sevmediği “Kali” formuna çevirmesini anlatıyor. Parvati, Vegavathi Nehri’nin kıyısında bir Mango ağacının altında oturmuş ve nehir kumu ile yaptığı bir Linga’ya dua ediyordu. Shiva, onu denemek amacıyla oradaki bir ağaca ateş püskürttü. Parvati, hemen Vishnu’dan yardım istedi. Vishnu, üretilen ısıyı soğutmak için Shiva’nın kafasındaki hilal şeklindeki ayı kullandı. Shiva bunun üzerine Ganj nehri tanrısından suyun akışını artırmasını ve Parvati’yi korkutmasını istedi. Ancak Parvati, Ganga’ya kardeş olduklarını söyledi ve suyun akışının artmasını önledi. Böylece durumdan memnun kalan Shiva aşağı indi ve ikisi burada birleşti.
İkinci efsane, Parvati’nin Vegavathi nehrinin kıyısında bir mango ağacının altında kumdan yapılmış bir Lingam’a dua ettiğini söyler. Adanmışlığını denemek için Shiva, Lingam’ın suya kapılmasını sağlayacak şekilde nehrin akışını artırdı. Ancak Parvati Lingamı kucakladı ve sudan kurtardı. Shiva buna memnun oldu ve evlendiler. Bu evlilik, Mart-Nisan aylarına rastlayan Phalgun ayı boyunca Kanchipuram tapınaklarında kutlanır. Bu hikayede Parvati’ye Kamakshi de denir.
Kumdan Lingam’ı kucaklayan Parvati imajının arkasındaki hikaye budur. Mango ağacı da bu tapınağa adını veren ağaç olduğu için çok önemlidir. Tapınağın ismindeki Ekambar, mango ağacı anlamına gelir ve Ekambarnath, mango ağacının efendisi demektir.

Ekambareswarar Tapınağı Tarihi
Bu tapınak, çok eski çağlarda kurulmuştu. Kayıtlarda M. Ö 7. yüzyılda burada bir tapınağın kurulu olduğu yazılıdır. Bugün gördüğümüz yapı, Pallava Hanedanlığı zamanına kadar uzanıyor. Tapınakta ayrıca Cholas ve Vijayanagara imparatorluğu gibi daha sonraki dönemlere ait katkılar da var. Bu katkıları tapınağın mimari detaylarında görebilirsiniz.
Vijayanagara döneminde tapınağa 1.000 sütunlu koridor eklendi. Böylece tapınak çevresi 100 dönümlük bir alana yayıldı. Dört Shaivite ermişi olan Appar, Sambandar, Sundarar ve Manickavasagar, bu tapınağın ihtişamından bahsetmişlerdi.

Tamil Nadu Eyaletinde 5 büyük Shiva Tapınağı vardır ve bunlar doğanın 5 temel elementi olan Toprak, Ateş, Su, Hava ve Esir’i temsil eder. Kanchipuram’daki Ekambaranathar Tapınağı, Toprak elementidir. Aslında bu mitoloji, buradaki Lingam’ın topraktan yapıldığı gerçeğine de uyuyor. Gerçekte, Shiva Lingam’a su dökülmesi ibadeti, burada suyun Yoni üzerine dökülmesi şeklinde yapılır. Çünkü buradaki Lingam topraktan yapılmıştır ve suda eriyebilir.
Öteki 5 element tapınakları :
Thiruvanaikaval’daki Jambukeswarar Tapınağı Ateş elementini temsil ederken, Annamalaiar tapınağındaki Agni Lingam’ı Ateş elementini, Sri Kalahasti’deki Vayu Lingam’ı Hava elementini temsil ediyor.
Yakındaki Kanchi Kamakshi Tapınağı ve Kumar Kottam tapınağı ile birlikte Ekambareswarar tapınağı, Kanchipuram’daki Somaskanda (Shiva, eşi ve oğlunun bir arada olduğu) görüntüsünü tamamlıyor. Bu üçlü tapınak eski Hindistan’da estetiğin nasıl planlandığına dair muhteşem bir örnektir.
Tapınağa yaptığım ziyaretle ilgili hatırlayacağım en önemli şey, sıcak güneş altında bile gölge ve serinlik veren dev koridorlardır. Sizi farklı bir ortama götüren Aarti töreni de görülmeye değerdir.

Kanchipuram kenti, Tamil Nadu Eyaletinde Chennai şehrine yaklaşık 70 km uzaklıktadır. Şehre ulaştığınızda tapınak, otobüs durağına 2 km. ve tren istasyonuna 500 m uzaklıktadır.
Tapınak 06:00-12:30 ve 16:30-20:30 saatleri arasında açıktır.
Her gün 6 kez Aarti töreni yapılır:
- Ushathkalam – sabah erken saatlerde,
- Kalasanthi – sabah,
- Ucchikalam – sabah ortası,
- Sayarakshai – akşam,
- Irandamkalam – akşam geç saatlerde ve
- Ardha Jamam – gece saatlerinde yapılıyor
Tapınakta en az bir Aarti’yi izlemenizi öneririm. Ben akşam Aartisine katıldım ve bundan çok keyif aldım.
Tapınağın en önemli festivali, Phalgun ayında yapılan ve 13 gün süren Brahmotsav’dır. Bu tarih, Mart-Nisan dönemine denk gelir.

Yazan: Anil Ramanuja
Çeviren ve düzenleyen : Zafer Bozkaya